bir kıvılcımda kor olur koca deniz, gözlerinin içinde koca bir yangın.
boyunuma dolanan urganın adı yanılgı
şeriat derdi bedenim tenimi okşadıkça rüzgar, devrim!
yâd edemediğin bir memleket düşün göğüs kafesinde çöreklenmiş, bir granit kadar soğuk bir taş.
adı aşk.
Nasıl kalkar giderdim bir balıkçı kasabasından sırtımda pala, kasığımı saran palaska, ayağımda postal?
Beyaz evler senin soluk teninle ısınırdı.
Aylardan mayıs üşüyorum.
gülüşlerinle renklenirdi sepyam
Hüzününe dolardı onca sayfa gecenin bi yarısı yoluna saçılırdı
gülesin diye yaratılmıştı güller sanki.
masumiyetin Kudüs ü andırırdı cihat gerektirirdi.
Ve nihat.
Merhamet cesaretin koynunda çırılçıplak..
Gitmek gelmiyor içimden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder