25 Mayıs 2016 Çarşamba

Bir Zamanlar



gidişler olur da ıslanmaz mı mayıs?
akamayan onca cümle kursağımda takılı kalan.
koca adam iken ben ağlayamam.
senin gözlerinde hala kuru..
korkulur mu şiir yazan adamdan?
öfkem yumruklarımdan sızsa da kalbime yakın tutardım sana yazdığım gizi
kimsenin bilmediğiyim maveram, saklıyorsun herbir kanıtı sen kokan otel odasında.
aşkta vuruldum ölüm yoğruldu ıslıklarımda
diz çöktüm ve ellerim cihanda, tırnaklarımı geçirdim adeta
koca bir özlem doğuracak olan yaz şimdi nasıl sıyrılır tırnaklarımdan?
"keşke tanımasaydım seni" dediğin an yıkıldı gönlümde koca bir palanka
devrik bir barbarım ve kırıldı kalbim.

şimdi ölmeden gömülmekte nedir kalabalıklara?

13 Mayıs 2016 Cuma

Gitmek Gelmiyor İçimden

gidiyorum bu.
bir kıvılcımda kor olur koca deniz, gözlerinin içinde koca bir yangın.
boyunuma dolanan urganın adı yanılgı
şeriat derdi bedenim tenimi okşadıkça rüzgar, devrim!
yâd edemediğin bir memleket düşün göğüs kafesinde çöreklenmiş, bir granit kadar soğuk bir taş.
adı aşk.
Nasıl kalkar giderdim bir balıkçı kasabasından sırtımda pala, kasığımı saran palaska, ayağımda postal?
Beyaz evler senin soluk teninle ısınırdı.
Aylardan mayıs üşüyorum.
gülüşlerinle renklenirdi sepyam
Hüzününe dolardı onca sayfa gecenin bi yarısı yoluna saçılırdı
gülesin diye yaratılmıştı güller sanki.
masumiyetin Kudüs ü andırırdı cihat gerektirirdi.
Ve nihat.
Merhamet cesaretin koynunda çırılçıplak..
Gitmek gelmiyor içimden.

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Bir Sefirin Seyise Yüzünü Dönüşü

sıyrılır avuçlarımın içinden bir sevda türküsü
yutkunamam.
beyazlığında kaybolurdum hergece teninin.
namert kasıklarından bir çocuk doğur bana tırnakları narin, boynu ince
bir otel odasında mıydı bunca tükenmişliğim?
yoksa alkol ve sigaranın düşürdüğü bitaplık mı ?
ne şiirler yazardım... kalem silahtı, yeryüzüne kurduğum atak mekanizması
şimdilerde ise şakaklarımda hissettiğim serin namlu,
güvercinleri bir kümeste hapsederken onca kerkenez besledğim gönül evimdeki avlu
mezar olucak o kaymak beton, nemli vücudum yosuna yüz tutmuşluğunda..

henüz yaşıyorken;

"o sıradanlığa gebe kalamamaktan, gururumdan ve aramızda esen o lanet inat rüzgarından
 ne bir geri adım atıyor ne de gidebiliyorum ileriye
 ve seni savunmasızlığından ve ince, narinliğnden ziyade 
 kocaman kadını oluşundan, onca çocuk kırılganlığından geçerek
 bu sefer bir farkllık yaratarak cam sehpanın üzerinde yazıyorum.
 o ayak izlerini barından halıyı da attım, adım atamıyorum o beyaz fayanslara
 üşüyorum. yalanı dilimde şimdi koca bir palanka
 gitmek yorucak. elime tutuşturuldu bir kaşağı
 boyunma asılı olan o "güzel insan" levhasıyla tımarlamaya mahkumum sanki
 binip gideceğim o tembel atı."