27 Aralık 2015 Pazar




"İlk taşı günahsız olan atsın."
Bir hikaye yazardım olsaydı kalabalığım.
Yıkıntı, viranedir rahlemde aşklar
Tek başınalığın yolculuğudur koşar adım.
O yüzden ben hep şiir yazdım.
Kaybolur şiirde koskoca bir münzevi
Ve ruhunu bencilliğine satarsın bir kentin. işte orada başlar o meşhur savaş.
Ve o savaşta gazi olan bilinç nedir bilmezsin
"şiir nasıl doğar, nerde yetişir, rengi nedir!?"
 Bir sabah saçlarımı bir makineli tüfekle taramalıyım ilk sigaramdan hemen sonra..


1 Aralık 2015 Salı

Kitap verdim yadırgandım
Şiir yazdım yargılandım
Anladım. sınandım.
Ama şunu bilmelisin ki defterler arasında yaşayan bir çocuğum ben.
Öldüm ama hiç yaşlanmadım.


4 Kasım 2015 Çarşamba

4 Kasım

Yarımdır her sevdanın türküsü,
Gırtlağımda mavera nın süngüsü
Sıyrılamadım kolalı yakalarımdan şu Sıtkım kadar. Hey hat!
MCahit olup cehaletini aşkın makineli bir tüfekle kevgire çevirip
Şu yılların yorgunluğunu taşıyan gözlerimi sema ya doğrultamadım.
Affet beni rahim.
Önemli değilm Tanrım
Bir hengame de açtırırsın bir şiir okurken ağzımda yine kasımpatı
Kırgınım..
En olmadık anlarda vurguladığın, bedbaht dilimi düğümlemelerinden.
Her gemi kalkarken gönül limanından oysa kaptanı ben iken!
Ardından hep kanlı bir mendil salladım.
Bir cümlemi içimde sessizce mırıldansam bile
duyarsın.
Senin, nazarın bile değmişken meleğinin beyazına!..
Neyse..

Kader utansın..

31 Ekim 2015 Cumartesi

(!) Ekim

Ardına bakmadan terketmek bir şehri kanatırcasına lağım giderlerinden
tüm hayaller takılı kalır mazgallarda, beyninin en genç hücresi şimdi pençeleşir intikam vebasıyla ah!
Temizlenebilir mi inzivalarda yaralar kabuk atar mı?
Hiç ölür mü peygamberler?                                     
Ölülerin ağzında çiçekler açar mı?
Takvada buluşur mu Cengiz Hanla İbn-i Sina?
Eşit midir bin dikenle bir silah!?
İhanet urganmışçasına sıkarken, keserken nefesimi
Ben nefsime zulmedip alkolle urganı esnetmeyi deniyorum
Ölümüm kült bir eylemdir, çamura basar sevdam
Dize dize yazarak sevdamı kağıttan bir gemi yapıyor yolluyorum bataklıklarına.
Kirli ruhun sol elimi kasımda ısıtır
Tanrı bile kulu tarafından sınanmışken ben!
Aşk ile asıldım!

Not: KAYMAK BİR NASYONELDİM.

27 Ağustos 2015 Perşembe

İnziva

Bir süredir inzivadaydım. Oturdum dinlendim, dinledim ve izledim. İnsan istiflerinden sıyrıldım. Yalnızlığa. Ve insan küfüne dokundum. Baharı kokladım, denizi.  Sebat ı gördüm ve itaatkarsızlığı.
Aldatılmaları gördüm aldanılışlara güldüm. Unutulmayı izledim ve de unutmayı hiçliğe uzanıp. Herşeyi dinledim. özlenmeyi bekledim özlemeyi. Ani gidişler yaşadım. Ve gitmeyi öğrendim. İnsanın etinden sıyrılışları. Serden geçmeyi ve de mağlubiyetleri kabullenmeyi. Hıncı ve intikamı sakat bırakmanın yolunu. En güzeli de ölüp yeniden doğmayı.

14 Ağustos 2015 Cuma

"Sustukça dünya yakılır yalandan da
Sürükler temmuzlara
Avuntudur mutluluklar bir melteme dair"

Esse rüzgar kırılır kanatlarım
Kumsallarına düşer de denizinde boğulurum koşar adım.
Her avuntu bir rüyaydı düşteki
Düşteki tandengeye dayalı ne varsa süzülür

Mavera' ya not

"Tek solukta yazmak bir şiiri 
İçindeki kinin aniden sıçrayarak!
Yataktan kalkması gibidir."
Çamurlu bir çift postal sıyrıldı ayaklarımdan
Karanlık bir koridorda
Sevdanın sınırlarında savaştım
Aşk adına şehit verdim heyhat!
Kruvazöre sürülen onca cümlemi de
Kalem tutukluk yaptı
Mağlubiyeti alnından öptüm.
Sana yazamadım..

Oysa yazmak isterdim zaferlerimi!
Yalın ayak koştuğum kumsalları,
Bahar kokan güneşle taçlandırılmış saçlarımı
Boğulamadığım Deniz i...

Boğuldum!! Lakin kesilmedi nefesim
Nefsim sana gelirken öldü
Kahpe sadakatsizliklerin kurduğu bir pusuda.
Ölüm koktum adeta saçlarıma sıçrayan ceset parçalarından!

Yılmadım. Yine de geldim.
Evdeyim. Ben ve sencilliğin şimdi karşılıklı içiyoruz.

7 Ağustos 2015 Cuma

En güzel yanımdan uzak..
Tam da kavramışken hayatı saçlarından.
Sıyrılır da nefes nefese soluk bekler.
Gözlerine bakarak.
Sözlerinde hiçliğe salvolar.

27 Haziran 2015 Cumartesi

1968

Her anım bir hayal
Tam da göğüskafesinden vurulur ankara
çatlar musalla taşı!
birleşmelerimiz her defasında gökyüzünde asılı kalır
Kıvılcımdır rüya, aşklar üryan.
Tan vaktinde sana koşmalarım vardı yalın ayak ta kapından döndüm
Sarhoşken ben sendeydim..
Sendelerdim, aksi serseriydin tekiydim.
Kendimi astım verbalde kaymak gibi nasyoneldim.
Sosyalizmdi belki içimde barınan, mengeneyle sıkıştırılan.
Bir rüyaydı belki de faşizm ile güllük gülistanlık!
Radikal ve keskindir bir bıçak sırtıysa kavuşmalarımız
Yine de iki elim kanda olsa gelirim.
Dilimde nidaya bulanmış tekbir.
Woodstock değil azize burası Türkiye!
Ben sene 1968.

Morg alfabesiyle yazılan şiir

"iz ve el" dağda asılı busem!
"Takvada buluşurmuş şarkılar" öyle diyor tanrı
Denize küser mi şimdi en zayıf yanım?
uzuvlarım uzanmıyordu uzun süredir kağıda
İz de ser..
El de dağ.
Su ya yazılır mı şiir bardaktan boşalırcasına ansızın?..
Sırtımda palaskam, anlaşılmazlık yongası
Tımarlardı kalbim, ellerini tutunca yağız bir atı!
yazdıklarımı anlamazdı böyle nokta virgül halinden..

Su ya yazıyorum..
Solgunluğuna soğuk bir alfabeyle.
Sıfırla bir arasında
Birazda soluksoluğa!
Gardı bilmem aklım ipte
Elimde künyem, şakaklarımda fünye.

Bir El VE DAğ

Mağlubiyetler ve galibiyetlerle geride kalan bir yıl
bir bedende.
Seyduna şehir efsanesiydi Mavera doğdu en umulmadık mahallede
Boyun eğdi,biat etti tüm geçmiş ayaklarına serildi memleket.
Her son başlangıçtır
Bu sonumdu. Kruvazöre sürüldü bir başlangıç
Yirmisekiz mayıs onbeş.
Gözlerine mil çekti koca elleriyle seyis
Hırçın bir atın da
Depara kalktı yağmurlu bir mayıs sonunda kum pistte!
Alamadıklarım ve verdiklerimle hoşçakal Bodrum demeden edemem
Bu bir el ve dağ busesidir.
"Bahar koksun saçların"

1 Nisan 2015 Çarşamba

Tırnaklarını Yiyen Kadın

Kemiklerine yenik eti, ses telleri soluk.
soğuk teni sanki mermer
Neyin vebali?
Kim yükledi onca rehaveti omuzlarına?
Dudaklarında çözemediğin bir kaç kırıntı var gülüşlerinde silkelenen
Bir seni severim ben. Sırtımda asılı palaskam.
Koridorlarına varmadan sıyrıldı ayaklarımdan postallar
Militarizm raflara kaldırıldı
Burnumda güneşten koparılmış saçların kokusu
Barış yakındır..

10 Şubat 2015 Salı

25. Şubat

Bir eksenden kayar fikrim dudaklarından sekerek
Senden bir gidişimde oldum, öldürdüm pîr-i.
Birliğimden bir eksildi bak yine yalnızım.
Gazete küpürlerinde adım vardı,
Manşetlerle, sanki bir vahşettim.
Şöyle yazıyordu kocakoca harflerle
"ZEKİCE HAZIRLANAN BİR SALDIRI DAHA!"
Tanrı adına savaşlardan ne vardı geride kalan ?
Boynumda sudan bir kolye, elimde mızrakçasına sivri kalem
Bir rüya da düştüm diye attan ölemem ya.
Güvercinlerde üşür şubatta camii avlusunda,
Şarapçısı da, savaş mültecisi de. Parklarda.
Peki ya orospular?..
Hiç üşümez mi? sokak ortasında kısacık etekleriyle..
İki bacak arasında mıdır yoksa yazlar?
Sevişerek aydınlanan sabahlarla alay mı edilir?
Şubatın tam ortasıyla!?
Yoksa körükörüne mi bağlanır aşklar tam da şubatın ortasında?

    "Ne var yani Attan düştüm diye ölmedim ya!
     Yine günü gelir yine binerim!
     Yine biner yine giderim uzaklara"

Dedikten sonra belki yine de düşerim.

2 Ocak 2015 Cuma

ah o devinimler ve devrimler

sinirleniyorum bazen ben aniden,
bir felaket oluyorum, yağıyorum Konstantinapol' e
insanlar var memleket gibi benimseyemediğim 
bir manifaturacının irsaliyeleri kesiliyor masa altlarında daralıyorum.
at sırtında gezmek isterdim Gazze'yi, Felluce'yi
o bebeklerin kokusu hala topraktadır buram buram
bir kan içiyorum porselen fincandan
kahve çekirdeğinin tam ortasından sızan o kan!
ah o kült devinimler ve devrim.
hürriyete gem vuran dillere indirgenen o kutsal din
bitmiyor kahrolası seferleri
insanlar ölüyor bir bin
adalet rahminde kordonun boğazına dolanmasıyla boğulan kim?
(Ciddi anlamda soruyorum o kim?)
"hayal dünyasının sınırlarını genişletmek adına tüm bu gördüğün donanma.
tershaneleri yakıp kül ettim, küllerden kalem ürettim
bir simyagerim ben. evet bir simyager!
kağıtların her biri bir fersahlık deryadır
kalem ki kağıt üzerinde yüzecektir rahmet gözkapaklarımdan içeri süzene dek
kalemin karasından derin cümleler türetiyorum bu benim simyam, bu benim sihirim!"
anlamazsın dilimden kalkıp bana bir bardak su getir.
rahat değilim aslında
dudaklarımda söylemek istediğim her cümle kan ve sızı
arsızım
tarih, siyaset litaretürlerinden sapıp biraz da sapkınlaşıp 
boş kovanlardan oluşturduğum zikir tespihinden
biraz da senden herneyse ben..
sırtını döndüğün heran gerginim.