9 Mayıs 2016 Pazartesi

Bir Sefirin Seyise Yüzünü Dönüşü

sıyrılır avuçlarımın içinden bir sevda türküsü
yutkunamam.
beyazlığında kaybolurdum hergece teninin.
namert kasıklarından bir çocuk doğur bana tırnakları narin, boynu ince
bir otel odasında mıydı bunca tükenmişliğim?
yoksa alkol ve sigaranın düşürdüğü bitaplık mı ?
ne şiirler yazardım... kalem silahtı, yeryüzüne kurduğum atak mekanizması
şimdilerde ise şakaklarımda hissettiğim serin namlu,
güvercinleri bir kümeste hapsederken onca kerkenez besledğim gönül evimdeki avlu
mezar olucak o kaymak beton, nemli vücudum yosuna yüz tutmuşluğunda..

henüz yaşıyorken;

"o sıradanlığa gebe kalamamaktan, gururumdan ve aramızda esen o lanet inat rüzgarından
 ne bir geri adım atıyor ne de gidebiliyorum ileriye
 ve seni savunmasızlığından ve ince, narinliğnden ziyade 
 kocaman kadını oluşundan, onca çocuk kırılganlığından geçerek
 bu sefer bir farkllık yaratarak cam sehpanın üzerinde yazıyorum.
 o ayak izlerini barından halıyı da attım, adım atamıyorum o beyaz fayanslara
 üşüyorum. yalanı dilimde şimdi koca bir palanka
 gitmek yorucak. elime tutuşturuldu bir kaşağı
 boyunma asılı olan o "güzel insan" levhasıyla tımarlamaya mahkumum sanki
 binip gideceğim o tembel atı."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder