31 Ocak 2017 Salı

ses ve soluğum şimdi, gün' e ve gece'ye katkı.
belki nedensiz bir ürpermeyim, kırışık evrenin taş çekirdeğinde.

işte çatlayan duvarlarım. işte can kolladığım seki, basamak, kanlı düzlük. sonradan tırnaklarımdan sıyrılacağım et.


titrek bir saman alevi öfke.
Etin'den sıyrılmak.
metro istasyonları
gece ve gündüz.
uykuların orta yerinde çatlayan duvar.
bilinçsizlik, gurur paradoks lanet, biat.

Aynı düzlem üzerinde ayaklarımızdan akan o kan mürekkebiyle birşeyler karalıyor BEN'ler
uykuların ortasında çatlayan bir duvar.
Geceyle gündüz
Ruhum belki arınacağı günü beklerken. sayısız pencere, sayısız çığlığın içinde gitgide uzayan saçlarım balkıyıp duracak.

29 Ocak 2017 Pazar

süre gelen bir akım belki
henüz uzakta zafer yazgısı
kimlik kaybı yaşatıyor zaman toprağa üzerinde biriken o yaban ot
proleterya imlasını yitiriyor ahşap zemin üzerinde
aşk ıslatılıyor, bar taburelerinde
zar atıyor yalnızlar bistrolarda allah'ın varlığına
Aslı'ndan habersiz bir yatakta duvara dönüyor yüzünü gelecek
Matbaalar tenha..
Asrı kurşuna diziyor gözler önünde zaman
Kifayet denen uykudaki çobanın üzerindeki yorgan, kevgire dönüyor
Baykuşlar ki buna şahit olduğu için kaygılarından uzaktır gecenin.
Korna sesleri caddeyi bir uçtan bir uca saran yankı, savaş sireni..
Ezan güneşten önce gelir.
Yaşanılmamış bir gam, sokak lambası altında karton üzerinde kıvrılır
Aşk varoşlarda kan'dır.



"Her şairin hayalidir ki;
 Bir sabah tüm kaldırımlar sülfatlı kadınlardan arındırılmış..."